20080613

Gidişin Dönüşü (veya Yaz Sezonu Dizileri)

















Kış bitti yaz geldi, uzaktakiler yanıbaşımıza döndü, okullar kapandı havuzlar açıldı, Celtics 24 sayı geriden geldi, ben de 2 mayıs itibariyle girdiğim duraksama dönemine bir son vermeye karar vermiş bulundum. O sebeple, evvela, meraba demeliyim.

Gitmezden evvel, duraksamanın sebepleri hakkında pek bir şey söylememiştim ama bunların blog'la ilintili geleceğe yönelik aldığım kararları etkileyecek olmalarından mütevellit bu sebeplere değinmekte fayda var. İlkin, daha önce pek çok kez dile getirdiğim gibi, Limbo Pillow fazlasıyla kişisel bir dürtünün ürünü, yani benim için bir haz objesi. Bu sebeple, hazzı kaybetmeye başladığımı hissettiğim anlarda durup soluklanmak işime geliyor. Ama daha da önemlisi şu, -neredeyse her blog gibi- kişisel bir özellik taşısa da, Limbo Pillow'un kollektif bir yönü olması arzuladığım ve uygulamaya çalıştığım bir hedefti. Yanisi, buradaki fikirler, görüşler yahut beğeniler, benim kişisel kıstaslarım tarafından ortaya atılmış subjektif ögeler olsalar da, 10 yıllık arkadaşların ya da yüzünü görmediğim, kim olduğunu dahi bilmediğim kişilerin fikirlerine, görüşlerine yahut beğenilerine bir şey katmalıydı, amaç buydu. Dolayısıyla, aldığım kişisel hazzı kaybetmeye başladığım anlarda durma, duraksama, bitirme, paramparça etme haklarım saklı olsa da, olayın bir şekilde salt benimle ve benim beğenilerimle değerlendirilemeyecek bir noktaya geldiği de aşikar. Bu sebepten ötürü, Limbo Pillow bir haz objesi olmanın yanı sıra, aynı zamanda önemli bir sorumluluk sebebi.

Bu sorumluluk alanında, kendi kendime belirlediğim bir takım kritlerler oldu; sorumluluktan büyük haz alan ve mükemmeliyetçilik gibi bir lanet taşıyan bendeniz, bu kriterlerin dışına çıkma eğilimi göstermeye başladığım vakit, bir çeşit hayalkırıklığına uğramış oldum ki, duraksamanın birincil sebebi budur. Kendi kendime şart koştuğum bu kriterler arasında en başta şunu sayabilirim; "üzerine uzun uzadıya konuşamayacağın, salt müzikal değil, yoğun duygusal yahut düşünsel muhteviyat barındırmayan grupları es geç." Maalesef bu, müzikal endüstri makinesiyle pek uyuşmayan, mevcudu çok sınırlı bir kümeyi odağa oturtmak anlamına geliyor. Bir müzikal kültür blog'u olarak tanımlayageldiğim Limbo Pillow için de, besin malzemesinin en başta müzikal muhteviyat olduğu ve bu çok sınırlı kümenin düşük bir ivmeyle genişlediği düşünülürse ortaya iki sonuç çıkar;
Birincisi; odak noktasındaki bu grupların tükenmesiyle birlikte doğacak içerik boşluğu ve bu boşluğun okuyuculara karşı hissettiğim sorumluluğu baltalayacak olması.
İkincisi; Küme dahilinde olmayanlar hakkında söylenen sözlerin samimiyet faktörünü yok sayarak kendimle çelişmeme yol açacak olması.

Bu içinden çıkılmaz çelişkiyi aşmanın tek yolunun, kriterleri değiştirmek olduğuna kanaat getirdim. Keza, herhangi bir şey söylemediğim bu uzun süre boyunca farkettim ki, paylaşmak istediğim onlarca şey var. Her ne kadar bu paylaşılmak istenenler çok derin sözleri beraberinde getirmeyecek olsalar da, bu sadece benimle ilgili bir durum olabilir, severek dinlediğim ama sadece dinlediğim bir albüm ya da bir şarkı, başka birisi için daha önemli bir yolu açabilir. Dolayısıyla, üzerine uzun şeyler söyleyebileceğim iki üç albümü bir hafta içinde tanıtmak yerine, kısa kısa tanımlamalarla yetinerek daha geniş bir arşivin geçerlilik kazanacağını ve fakat bu süreçte de dozajı düşürmeden eski kritlerlerin de devreye gireceğini söylemek isterim. Kısacası, metin yönünden herhangi bir eksiklik olmayacak olsa da, ses yönünden bir fazlalık olacağını söyleyebilirim. Bunu bir nevi "yaz sezonu dizisi" olarak görebiliriz, hayalkırıklığı yaşatmadığı takdirde bir kaç sezon daha devam edebilecek bir fikir, şu an için.

Ama şu raddede bir kaç itirafta ve ricada bulunabilirim. İtirafım şu, bir buçuk aylık duraksama döneminde, yazılara yapılmış olan yorumlardan fazlasıyla haz aldım. Benim söylediklerim bir kaç kelam ile sınırlı kalabiliyor olsa da, sizin söylediklerinizi duymak, hissedilene yahut söylenene sebebiyet vermiş olmamdan ötürü bana korkunç bir mutluluk veriyor. Ricam, bunlara devam ediniz. Keza, bu bir buçuk aylık duraksamada, takip eden kişi sayısının -şaşkınlık ve mutluluk verici bir şekilde- neredeyse hiç değişmemesi, tanımadığım insanlara sirayet etmiş olduğumu, yani hedefi bir şekilde vurduğumu gösteriyor. Bu, benim için gerçekten ziyadesiyle önemli. Bu yüzden, teşekkür ederim.

Ziyaret edilme durumuna değinmişken, bir iki şeyden daha bahsetmem gerekiyor. Doğal olarak bu yazılan yazıların, paylaşılan fikirlerin, ortaya atılan görüşlerin kimler tarafından takip edildiği bir merak unsuru. Bu yüzden ben de bu durumu gözetim altında tutuyorum tabii ki. Ortaya çıkan tabloda, dikkatimi celbeden bir kaç husus var.

Birincisi; Fransa, Malezya, Amerika, Almanya gibi ülkelerin belirli şehirlerinde oturan düzenli ziyaretçilerin "okuyucu" olup olmadıklarını bilmiyorum, fakat Türkçe okuyabilen ve anlayabilen kişiler ise, bir "teşekkür ediyorum" da onlara gitmeli. Galiba vapurda oturup çay içmeyi özleyen insanlara, uzak oldukları bu coğrafyadan bir şeyler okutuyor olmak hoşuma gidiyor; en azından ben böyle düşünmek istiyorum.

İkincisi; last.fm'de bir Limbo Pillow grubu kurdum ki; kim ne dinliyor sorusuna cevap bulabileyim, belki bir iki forumsal aktiviteyle okuyucu isteklerine göre arşiv çalışması yapabileyim.

Üçüncüsü; ziyaretlerin gözetimi sürecinde, gözüme çarpan Google aramalarında, ısrarla "limbo pillow dandadan", "lümpen ve ötesi" aramalarını yapanları ciddi şekilde merak ettiğimi söylemeliyim. Bu aramalar arasında daha bir çok ilginç şey bulunuyor ki, örnek vermeyi artık görev biliyorum, keza aylardır ciddi bir şaşkınlık ve kahkaha nöbetleri eşliğinde takip ediyorum; ünlü klarnetçilerimiz, italyan teen, karsı cınsınle seks, 2008 zin en güzel kıyafetleri, düğünde çalınacak şarkıların listesi, eski aşklar ve yeni aşklar arasındaki farklılıklar, komikle ilgili güzel bir konuşma metni, mor ve ötesi eşcinsel, mor ve ötesi akıllı olun, iki gencin ölmeden en son dinlediği şarkıyı hangi sanatçı söylüyor gibi keyword'ler hayatıma büyük anlamlar kattı, bunları kullananları bu vesileyle alınlarından öpüyorum.

2 mırıltı.:

Pina said...

ben de yazmamanın daha farklı sebepleri var sanıyordum ama sanırım fazlasıyla kişisel ve bencil bir düşünceymiş. ne mutlu başkaları için geri dönmek, güzel yazılarına devam etmen dileğiyle.

18. tekil şahıs.

duygubaysal said...

'yaz sezonu dizileri' güzel fikir;)