20100401

And So I Watch You From Afar - This Is Our Machine And Nothing Can Stop It




















(bant Mart-Nisan 2010'dan)


Yaptığın iş karşılığında aldığın 7 adet daire şekilli metal ile takas ettiğin, onlarca kimyasal işlemle kağıt haline gelmiş selülozun üzerine mürekkep ile işlenmiş harflerden ve şekillerden müteşekkil bir dergi tutuyorsun elinde. Üzerinde şekil verilmiş kumaşlar, altında vücuduna maksimum konforu vermek üzere biçimlenmiş ağaç parçaları, etrafında bir sıvıyı hapsetmek için kullanılan cam, dışarıda bir yerden bir yere hızlı gitmek için bir araya getirilmiş metal parçaları, aklında hayatının en önemli değeri olduğuna inandığın etten ve kandan ve kemikten müteşekkil bir canlı. Hepsi bu; hepsi bu kadar basit, bu kadar ufak, bu kadar değersiz. Güneş’in batışı, kuşun ötüşü, sevgilinin gülüşü; her biri anlamsız aslında, ne yazık.

Müzik de anlamsız. Tellerin bir şekilde uzunluğunu ve esnekliğini ayarlayıp onlara vurmak suretiyle çıkardığımız seslerin kargaşası işte müzik. Dünya’nın kendi etrafında dönüşü esnasında milyon adet kağıt banknotu banka hesabının dijital numaralarına ekleyen adamın dört tane tel ve bir ağaç parçasıyla yaptığı ile senin parmaklarını göğüs kafesine vurarak yaptığın arasında en ufak fark yok işte. Gel gelelim o dört tane tel ve bir ağaç parçasının çıkardığı sesi duyduğun vakit etin parçalanmış, kanın çekilmiş, kemiğin kırılmış gibi oluyorsun işte; kulak yolundan içeri süzülen ses dalgası, kulağının içindeki kemikleri titreştirip beynine nasıl bir mesaj yolluyorsa, bu kadar basit, bu kadar anlamsız, bu kadar hiç olan şey senin için öyle bir değer kazanıyor ki, anlam dahi veremiyorsun. Kendi ellerimizle üzerine bir örtü örttüğümüz ve kendi kendimizi inandırdığımız bu hiçlik aslında tüm buna sebep olan. Öyle boş ki her şey, dilediğince doldurabiliyorsun içini; bir noktaya bir evren sığdırabiliyorsun işte. Bir gülüş karşılığında bir yaşam takas edebilirsin, tek nota için saatlerce göz yaşı da dökebilirsin.

Enstrümanlar, efektler, albümler, gruplar; senin onlara yüklediğin anlam kadar varlar. Dört kişinin, hipotetik kırmızı çizgiler içinde yer alan ve adı İrlanda olan bir kara parçasında bir araya gelip kendilerine “And So I Watch You From Afar” ismini vermesi, bu isimle kimi kişilerin “post-rock”, kimilerin “deneysel enstrümantal müzik”, kimilerinse “saçmalık” dediği bir müzik yapıyor olması, bu müziklerin basıldığı üç adet yuvarlak diskin bulunması ne ifade edebilir ki? Müzik hakkında kalem oynatanlar genelde bunlardan bahsederler, zaman zaman da hakkında yazdıkları müziğin onlar için ne gibi bir değer ifade ettiğini anlatmaya çalışırlar. Uzunca bir süredir ben de bunu yapıyorum, yani kulağımdan içeri giren ses dalgalarına ne tip anlamlar yüklediğimi anlatmaya çalışıyorum. Lakin çoğunlukla bu basitliğin, bu hiçliğin ayırdında olamayabiliyorum.

Adına “And So I Watch You From Afar” dediğimiz dört kişiden müteşekkil bu grubun müziğini değerlendirmeye çalışırken ise daha önce neredeyse hiç yaşamadığım bir dalgalanma yaşıyorum; hiçliğin üzerine örttüğüm değer örtüsü dalgalanıyor. Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi, kelimeleri nasıl sıralayacağımı şaşırıyorum. Bir an için fevkalade mühim bir anlam taşıyan notalar, bir an sonra sadece ses oluyorlar. Algımın kapıları öyle hızlı ve öyle ani bir biçimde ardı ardına kapanıp açılıyor ki, üretilmiş en güçlü uyuşturucu kocaman bir enjektörle tüm algı noktalarıma zerk edilmiş gibi hissediyorum. Hal böyleyken, tüm bu karmaşanın içerisinde, bu grubun albümlerini, müziklerine addedilen tanımlamaları anlatmak istemiyorum. Bir hiç var, bir örtü var, bir sen varsın; tüm bunlar benim anlatabileceklerimden ayrı. O yüzden en iyisi, o hiçin üzerindeki örtünün dalgalanmasını seyretmek, adına “And So I Watch You From Afar” dediğimiz grubun müziğini dinlerken.


Sanatçı: And So I Watch You From Afar
Albüm: This Is Our Machine And Nothing Can Stop It

Şarkı listesi:
1- I Capture Castles

2- The Voiceless
3- Holylands, 4am
4- The Machine
5- WPB 6am


DOWNLOAD.