20080128

Don't Look Back - Brighter






















Yann Tiersen'in kimi konserlerdeki dönüşümü haricinde, Fransa dolaylarından çok da fazla post-rock tınısı geldiğini söyleyemeyiz. Genelde önemli gruplar da Avrupa turlarında Fransa'yı es geçmişlerdir. Görünen o ki, arz ve talep ilişkisi burada kendini belli ediyor ve çok da iyi yapmış oluyor.

Don't Look Back, ilk albümleri olan Drunk In Your Arms için ne bir plak şirketi bulabiliyor, ne de kendilerini tatmin edecek bir kayıt stüdyosu. Durum öyle bir noktaya geliyor ki, şarkılar garajlarda değil, mutfakta kaydedilir oluyor. Ve ortaya muazzam bir albüm çıkmış oluyor.

Müzikte ,yahut daha geniş anlamda bakarsak Sanat'ta, samimiyetin en önemli öge olduğuna inanan bendeniz için, bu şarlarda hazırlanmış bir albüm, altın değerinde. Lakin Don't Look Back'in -nispeten- yeni albümü Brighter'ın müzikal olarak çok daha tatmin edici olması, upload tercihimi Brighter üstünde kullanmama sebep oluyor, belki de albüm kapağında duran küçük kızın, o yüreğimi paramparça eden benzerliği beni buna zorluyor, bilemiyorum.

Her halükarda, samimiyeti için 10 puan, ve vokalleri söz konusu ettiğimiz müzikal içeriğe adapte etmeyi başarmış her gruba kıyak geçerek verdiğim 15 puan ile Don't Look Back, Türkiye'nin Starı yarışmasının bu haftaki birincisi.


Sanatçı: Don't Look Back
Albüm: Brighter (Ekim/2007)

Şarkı Listesi:
1- Six Feet Under Ground
2- Remove All Trace
3- Joyrider
4- Nothing Just Happens
5- Farewell To The Bright Side
6- All Day Long
7- Dark Mobson
8- D-I-Y-A
9- Kids Got Shadow In Their Eyes
10- Ask The Dust

DOWNLOAD.

20080121

Kashiwa Daisuke - Program Music I






















Genelde bu blog'a, herhangi grupların herhangi albümlerini değil, beni etkilemiş olan, bir şey hissettirmiş yahut bir şey düşündürmüş olan müzikal içeriği ekliyorum. Bu etkinin -ya da etkileşimin- ne olduğu, nasıl vuku bulduğu tartışılır, üstüne kitap bile yazılır. Lakin şimdi tanıtacağım sanatçının yarattığı etkiyi, gerçek anlamda tanımlamışlar; Stendhal Sendromu. Estetik olanın karşısında, sırf estetik olmasından ötürü, duygu yoğunluğuna kapılmak, diye tanımlamamız mümkün kısa bir cümleyle, ama bu da üstüne kitap yazılacak hatta filme çekilecek (ki Dario Argento aynı isimle çekmiş)bir durumu konsantre olarak sunmaktan öteye gitmez.

İşte bu durum zaman zaman, belli sanatçılar söz konusu olduğunda baş gösterebiliyor şahsım nezdinde. Bazen Chopin, bazen GSY!BE, bazen Boards Of Canada; müzik bir dinlence olmaktan çıkıp, bütün duyguların ve duyuların fokus noktası haline geldiğinde; yanisi notalara dokunabilecek gibi, nefesini duyabilecek gibi hissettiğin vakit farklı bir boyuta geçiyorsun ve bu psikotik deneyimin tek yan etkisi, olsa olsa, hissettirmeden akan bir kaç damla gözyaşıdır.

Kashiwa Daisuke, Japonya'nın anime'den, anime-sesli kötü kadın vokallerden (kulakların çınlasın Piana), pembe saçlı adamların kurduğu hair-rock gruplarından ve kötü cos-play'lerden ibaret olmadığını bir kez daha hatırlatan bir adam. Ve tam da yukarda saydığım isimlerin bir azı ve bir toplamı; sanki Chopin'in piyano geni, Vivaldi'nin yaylı geni, Efrim'in karanlık bir atmosfer yaratma geni, Daisuke'de birleşmiş.

Bir albüm tanıtmıyorum size, keza bu albüm iki şarkıdan oluşuyor amma, bilhassa Stella, değil bir albüme, bir yıla yetecek nitelikte bir şarkı. Davut heykeli gibi, L'ultima Cena gibi, Requiem gibi, gercek bir magnum opus tanıtıyorum bu kez.

Sanatçı: Kashiwa Daisuke
Albüm: Program Music I

Şarkı Listesi:
1- Stella
2- Write Once, Run Melos

DOWNLOAD.

20080118

The Deception ve Bir iLiKETRAiNS Eleştirisi (Veya Endişelenmeyi Bırakıp Yalanı Sevmeye Nasıl Başladım)

iLiKETRAiNS'in yeni albümünü daha önceden tanıtmıştım. 2007'nin ilk aylarında, iLiKETRAiNS, Spencer Perceval isimli bir single yayınlamış, yeni albümlerine koymamaya karar verdikleri I Am Murdered isimli şarkıyı da bu single'a yerleştirivermişlerdi. Lakin, Elegies To Lessons Learnt albümünün ilk "resmi" single'ı eylül ayında çıkan The Deception olmuştu, haliyle albümün ilk klibi de bu parçaya çekildi. The Deception klibinin ilk olma özelliği sadece bununla sınırlı değil. Grubun ilk klibi BEECHiNGREPORT ve ardılları olan Terra Nova ile Spencer Perceval stop-motion'la çekilmiş ufak birer sanat eseriydiler; The Deception ise sinematografik olarak klasik bir "grup klibi"nden farksız.

Müzik sektörünün "the next-big-thing" arayışının yeni cevabı olma eğilimindeki deneysel/ambient/post-rock janrları arasındaki en dinlenebilen (endüstri maması yiyen kritik medyasının tabiriyle "easy listening") ismi, stereotipik rock-gruplarıyla arasında pek de fark bulunmayan iLiKETRAiNS, The Deception klibiyle adeta "Merhaba MTV, merhaba 16 yaşındaki Rolling Stone okuyucusu. Emo/core öleli 3 sene oluyor, sen de Franz Ferdinand ve Hot Chip albümlerini kenara at ve artık bizi dinle" diyor gibi. Burada, popüler olanı popülerliği yüzünden eleştirecek ya da en azından bu eleştiriyi müzikal alana yönelterek saçmalayacak değilim, "popüler olan kalitesizdir" yargısını yıkmak için de Radiohead ismi zaten yeterli şu kertede. Üzüntüm, anlam derinliğini tarih derinliğinden alma dürtüsündeki bir grubun tavrındaki çelişkiden kaynaklanıyor.

Daha önce de belirtmiş olduğum gibi, iLiKETRAiNS, her şarkısında, İngiltere tarihinden seçmece trajik olaylara değiniyor. The Deception'ın talihsiz ismi ise Donald Crowhurst. Bu şahsı tanımlamak için kullanacağımız sihirli kelime şu: profesyonel-yalancı.

Profesyonel-yalancılık nedir, eski bir profesyonel-yalancı olarak açıklayayım; o veya bu sebeple bir konudaki hedefini gerçekleştirmek üzere -ki Donald Crowhurst özelinde bu hedefler ün ve zenginlik- söylenen ardı arkası kesilmeyen yalanlarla oluşan bir yalan-dünyayı sırtında taşıyan Atlas'a profesyonel-yalancı diyoruz. Bu içinden çıkılması çok güç olan durumun öznesi, yalanları gerçeklerle karıştırırken aslında durumdan hiç bir zaman hoşnut değildir ve bu ikilem onu daha da zor bir duruma düşürebilir. Günlük hayat diliyle "en nefret ettiğim şey yalandır" tümcesini her yerde sıkça duymamız mümkün olsa da, ve yalan; en aşağılık eylemi örtmek için kullanıldığında o eylemden bile daha aşağılık bir eylemin sebebi haline geliyorsa da, hepimiz yalan söylüyoruz ve söyledik. Sen de söyledin, ben de ve Donald Crowhurst de söyledi.

Donald, Hindistanlı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve ilk-gençliğinin başlarında okumak için İngiltere'ye yollandı. Ailesi yanına geldikten kısa bir süre sonra, tüm mal varlıklarını talihsiz bir biçimde kaybettiler. Çok geçmeden Donald'ın babası kalp krizinden vefat etti.

Crowhurst'ün kırılma noktası burada başlıyor; okulu bıraktıktan sonra askeri bir okulda teknisyen olmak istediyse de bir süre sonra okuldan atıldı ve orduya katıldı. Bir araba çalmaya çalışırken yakalanmasından sonra da ordudan ihraç edildi. Bunun üzerine Reading Üniversitesi'nde araştırmalar yapmaya başladı, amacı ufak bir navigasyon cihazı üretmek ve kendi kuracağı bir şirketle bu cihazın pazarlamasını yapmaktı.

Nihayet şirketini kurdu, evlendi ve bir oğlu oldu, bir kaç yıl sonra ise annesi, gözünün önünde intihar etmeye çalıştıysa da muvaffak olamadı. Annesinin durumunun üstüne şirketinin de iflasın eşiğinde olması ikinci bir kırılma yarattı ve Donald bu kırılmayı büyük bir başarı gerçekleştirerek düzeltebileceğine inandı.1968'de, Sunday Times gazetesi, gemiyle yapılacak bir Dünya turu yarışı düzenlediğinde, yarışmacılar arasında bu yarışı kazanmaya belki de en ihtiyacı olan da bu sebeple Donald Crowhurst idi.

Yatın finansmanı ve navigasyon cihazının işlevselliğiyle ilgili bir çok girişimden sonra, pek de güvenli olmayan yatı ve çalışıp çalışmadığı tartışmalı olan navigasyon sistemiyle, okyanusa açıldı Crowhurst. Durumun pek de iç açıcı olmadığını anladıktan sonra iki adet seyir defteri tutmaya başladı; bir tanesi gerçeği yansıtan ve ne kadar çaresiz olduğunu anlattığı ve diğeri İngiltere medyasına ne kadar ileri bir aşamada olduğu yalanını hikaye ettiği, iki seyir defteri. Bu aşamada İngiltere medyası, gönderilen haberler üzere Donald'ın rekor sayılacak aşamalar kaydettiğini yazmakla meşgul olsa da, kendisi neredeyse kıpırdayamayacak noktadaydı.

Zamanla yarışmacılardan hepsi birer birer diskalifiye olmuş oldular. Crowhurst'ün yarışı kazanmak için tek yapması gereken artık sadece İngiltere'ye geri dönmekti. Lakin, yanına almış olduğu kitaplarda okuduğu, Einstein'in görelilik kuramının da etkisiyle, Evren ve Tanrı üzerine uzun uzun düşünmeye başladı.Bazı iddialara göre, Güney Amerika kıyılarından, yarış kurallarına aykırı bir biçimde, temin ettiği yiyeceklerin -büyük olasılıkla, cubensis- de etkisiyle akıl sağlığını yitirmeye başladı. Bunun üzerine bütün yalanlarını açığa çıkartan, görelilik kuramını eleştiren ve fizik, felsefe ve teolojiye de değindiği uzunca bir yazı kaleme aldı. Teorisine göre, yaşam evrimsel bir aşamaydı ve gerçeği kavramış olan insan yaşamüstü bir nitelik kazanacaktı. Tanrı'dan, gerçeği bu kadar üzün süre sakladığı için af diledi, yalanlarla dolu seyir defteriyle birlikte, kendini okyanus sularına bıraktı.

Cesedi bulunamadı.

20080117

Souvenir's Young America - An Ocean Without Water






















İtalyan gruplarından bahsederken pizza; İngiliz gruplarından bahsederken ise fish&chips aklıma geliyor; bu çağrışıma teslim olmaktan kendimi alamıyorum. Neyse ki pizza yahut fish&chips
çok da kolay bulunan, hemencecik yapabileceğim ve mide arşivime katabileceğim yiyecekler değil. Lakin iş Amerikan gruplarına gelince, benim de zihnimde bir hamburger görüntüsü oluşunca, elim kolum bağlanıyor, hipnotize olmuş bir şekilde mutfağa gidiyor, hamburgeri hazırlıyorum. Aslında hamburger konusunda da iyi bir damak tadım olduğunu da söyleyemem, gittiğim her fast-food lokantasında, hamburgerimi sadece ketçaplı istediğimi duyan kasiyer şaşırır.

Souvenir's Young America ise, sadece ketçaplı hamburgerin aslında ne kadar yayvan bir şey olduğunu hatırlatıyor bana. İçinde ambient'tan post-rock'a ve hatta folk tınılarına kadar bir çok malzeme barındırsa da, etin kendisi Jesu etinden drone.

İkinci albümleri, An Ocean Without Water işte böyle kocaman, doyurucu, belki zararlı ama gerçekten de bağımlılık yaratıcı bir hamburger tadında. Aç olan okuyuculara özürlerimle;


Sanatçı: Souvenir's Young America
Albüm: An Ocean Without Water (Temmuz/2007)

Şarkı Listesi:
1- Mars Ascendent
2- Blood Alone Does Not A Father Make
3- Dark Was The Night, Cold Was The Ground
4- The Sheltering Sky
5- Invocation In The Caldera
6- Coragyps Atratus (Ego Te Absolvo)

DOWNLOAD.

Promosyonlu İkili Paket: Pillow - Flowing Seasons ve French Teen Idol

İtalyan post-rock sahnesine ve bu sahnede gözlemlenen Giardini Di Mirò ağırlığına, Dilatazione ile ilgili şu yazımda değinmiş idim. Lokomotif grupları ve bu grupların global ve lokal etkisini daha detaylı anlatmak icab ediyor ve bunun için bazı örneklerin yanı sıra somut delillere de ihtiyacımız var.

Bu örneklerden, sesi en fazla duyulmuş, en fazla ses getirmiş ve sesi en fazla yankılanmış olanı, hiç şüphesiz ki Godspeed You! Black Emperor olacaktır. Algılayageldiğimiz post-rock janrını tanımladıkları yahut tanımı çok büyük ölçüde değiştirdikleri rahatlıkla söylenebilir (bu karmaşaya kısa zamanda değineceğim). Bunu yaparken, belki de bir janr yaratmaktan, bir janr tanımlamaktan yahut müzikal etkileşim ortaya çıkarmaktan çok daha önemli bir strateji belirlemişti Efrim ve arkadaşları; çoğu muhabbette bir iki cümleyle lafı edilen ve bir iki gülüşme -yahut kahkahanın- öncülü olan "Godspeed You! Black Emperor'ın sıkıldıkça yan-proje üretmesi". İşte bu şekilde, bir çok grup yaratarak, esas gövdeden farklı dallar çıkararak korkunç bir genişlemenin müsebbibi haline geldiler. Kanada, şu an "post-rock'ta kendi kendine yeten 3 ülke"den biri ise ve bunun yanında indie'nin yeni memleketi haline geldiyse, en büyük ve hatta tek sorumlu GSY!BE ve yan-projeleridir.

İşte bu "post-rock'ta kendi kendine yeten 3 ülke"den İtalya (diğeri için hangi Ada'ya bakmanız gerektiğini biliyorsunuz) için benzer bir hikaye anlatılabilir. Giardini Di Mirò, GSY!BE'nin Kanada'da yaptığını İtalya'da yapıyor; grubun elemanlarının her biri farklı bir dala ayrılıyor ve her dal ayrı çiçek açıyor. İşte bir yanda Dilatazione'nin albümlerini kaydeden bir Francesco Donadello, bir yanda Pillow'un kendisi Luca di Mira, bir yanda ise French Teen Idol'ın arkasındaki isim Andrea di Carlo. Boynuz kulağı geçiyor ve ağacın dallarından uzanan diğer dallar her yere yayılıyor.

Bu yayma işleminde, Pillow ve French Teen Idol özelinde, önemli bir rol üstlendiğim kanısındayım. Gerek yapmış olduğum radyo programları, gerek ısrarcı dosya transferleri ile bu iki ismin meyvesini insanlara nasıl sunduğumu gördükçe mutlu oluyorum; pek alakasız bir yerde, tesadüfi bir şekilde rastladığım bir şarkı ismi, kafamda oluşan yol haritasının başlangıcını bana çeviriveriyor, hiç ama hiç tanımadığım birinin dinlediği mp3'ün 0 ve 1'lerinin aslında benim bilgisayarımdan çıkmış olduğunu o haritayla keşfettikten sonra, sanki söz konusu olan DNA'ymış gibi bir yakınlık hissi kaplıyor içimi, dinleyene mesaj atmak, uzaktan akrabaymışız gibi davranmak istiyorum. Kaldı ki, Pillow ve French Teen Idol her ne kadar -ukalaca iddiam: şahsımın da katkısıyla- ülkemizde gerekli takdiri görmüş olsa da, sözü geçen ve sözüne değer verilen post-rock kritiklerinin yahut okuyucuları eski Avril Lavigne, blink182 dinleyenleri olsa da kapaklarında 65daysofstatic bulunan yeni nesil popçu-indieci dergilerin ilgisini çekmeyi bir türlü başaramadılar. Bu sebeplerden ötürü kuytularda kalan bu iki grubun albümlerini birlikte yayınlamaya karar verdim, genlerimi daha da öteye taşımak adına.























Sanatçı: Pillow
Albüm: Flowing Seasons (Nisan/2006)

Şarkı Listesi:
1- Song For Beginning
2- Cut-Out-And-Keep Quarrels
3- In Deep Sea
4- Indecision
5- Mixologists And Waifs
6- Tree Shadows
7- Thick Skin
8- With The Passing Of The Seasons

DOWNLOAD.

























Sanatçı: French Teen Idol
Albüm: French Teen Idol (Mayıs/2005)

Şarkı Listesi:
1- (un)told Prejudices
2- Do You Want To Make Me Hate You
3- Inspired By A Galaxy
4- Lamb
5- Same Tempos (changing)
6- Shouting Can Have Different Meanings
7- Some Moral Content
8- Your Fault

DOWNLOAD.

20080116

these monsters...





















Leeds ufacık bir şehir, yanıbaşımızda olsa muhtemelen ilçe ya da belde olur, bürokrat doldurmak ve protokol beslemek için yapılan etkinlikler yahut "El Emeği Göz Nuru" kursları haricinde hiç bir olağandışı faaliyete şahit olamazdı. Ama işte iLiKETRAiNS gibi, these monsters... gibi, yaptıkları janrın kapılarını aralayan gruplara ev oluyor.

Şahsen ben, söz konusu şehrin küçük ama karmaşık düzenini, these monsters... şarkılarında görebiliyorum. these monsters... jazz ile "post-rock" diyegeldiğimiz şeyi karmançorman edip, kendince düzenliyor ve bize sunuyor.


Sanatçı: these monsters...
Albüm: these monsters... (Ekim/2006)

Şarkı Listesi:
1- Intro
2- Nice Day To Start A War
3- Still That Dust Cloud Lies
4- Night Of The Storm
5- Dust And Ivy

DOWNLOAD.

Mermaids - Say You're Alive

Bu sefer -henüz- ortada bir albüm yok, dolayısıyla kısacık bir videoyla yetinmek zorundayız.

Mezarında rahat uyuyası The Organ'ın androjen sesi Katie Sketch'in yeni grubu Mermaids, ekim aylarında, Toronto sefalarında, bir konser esnasında ilk gösterilerini yapmış, ilk şarkılarını çalmışlar. The Organ'ın indie-pop havasına iki beden büyük gelen Katie'nin hüzün dolu sesi ait olduğu müziği bulmuşa benziyor, kayıt kötü olsa ve şarkı sadece 4 dakika sürse de, iç-parçalayan nitelikte.

Mermaids, bir EP ile 2008 sonlarına doğru karşımıza çıkabilirmiş.

This Will Destroy You






















2006 kışı, 2007 kışı kadar soğuk değildi, yahut ben bu kadar üşümüyordum, hatta neredeyse hiç üşümüyordum. Ama bir gece -There Are Some Remedies, Worse Than Disease'in ilk notalarını duyduğum o gece- damarlarım buz tutmuştu. This Will Destroy You hayatıma işte bu denli keskin bir giriş yapmıştı, etkisi çöl-sıcaklarında bile hissedilebilen bu soğukluk ile, geçen sene aşağı-yukarı bu zamanlar başlamış olduğum radyo programıma dahi isimlerini verecek kadar içime işlemişlerdi.

Eskiden kötü Western filmlerini, Bush vebasını, muhafazakarlığı ve Bursaspor taraftar grubunu aklımıza getiren Texas ismi, artık iyiden iyiye <<İzlanda>> kelimesinin bedenimizde yarattığı Stendhal Sendromu'na benzer durumların müsebbibi olmaya başladı.

Young Mountains EP'leri ile çok büyük ilgi toplayan This Will Destroy You'nun adı şimdiden Sigur Rós, Mogwai, ve hemşehrileri Explosions In The Sky ile birlikte anılıyor.Bu albümün, müzik ve kelimelerin sorumluluğunu büyük ölçüde arttıracağını düşünüyorum.


Sanatçı: This Will Destroy You
Albüm: This Will Destroy You (Ocak/2008)

Şarkı Listesi:
1- A Three-Legged Workhorse
2- Villa Del Refugio
3- Threads
4- Leather Wings
5- The Mighty Rio Grande
6- They Move On Tracks Of Never-Ending Light
7- Burial On The Presidio Banks

DOWNLOAD.

Dilatazione - Too Emotional For Maths






















Dilatazione, İtalyanca "genişletme" gibi bir anlama geliyormuş; bir janrın kapasitesini bu denli zorlayan bir grup için kesinlikle başarılı bir isim. Neredeyse tüm İtalyan post-rock gruplarına işleyen bu çok-yönlülüğün sorumluluğunu kesinlikle Giardini Di Mirò'ya yüklüyor olsam da, hamur işi ve futboluyla ünlü bir ülkenin müzikal gelişiminde önemli bir öge olan grubun diğer üyelerine de haksızlık etmemek gerek.

2005 çıkışlı, karışık pizza tadındaki albümleri; Too Emotional For Maths.


Sanatçı: Dilatazione
Albüm: Too Emotional For Maths (Eylül/2005)

Şarkı Listesi:
1- Wendy Carlos
2- Solo In Una Strada Affollata
3- Cendre In
4- Venerdì Mattina: É Tutto Come
5- Eva Robin's Meets Stefania Sandrelli
6- Ivano Menchetti
7- Cendre Out
8- Tutto Si Dimentica

DOWNLOAD.

Maybeshewill - Japanese Spy Transcript






















Vanilla Sky'dan The Rules Of Attraction'a ve dahi Paris Hilton'ın sebeb-i şöhreti olan görüntülere kadar, bir çok sinematografik şahesere göndermelerle dolu Japanese Spy Transcript EP'si, bilhassa ismini, Penelope Cruz'un incecik kollarını havaya kaldırarak söylediği ve sinema tarihinin -kanımca- en etkili repliklerinden olan "..in another life, when we are (both) cats" tepkisinden alan ve limon suratlı çocuğumuz James Van Der Beek ile göz altı morluklarının yakıştığı sadece iki bayandan bir diğeri olan Shannon Sossamon'in çarpışma sahnesini harikulade bir biçimde sunan şarkı ile oldukça beğenilmiş idi.

Bu yıl içinde yayınlanacak ilk albümlerinin hatrına, bir kez daha;


Sanatçı: Maybeshewill
Albüm: Japanese Spy Transcript (Ekim/2006)

Şarkı Listesi:
1- He Films The Clouds
2- Transmission One
3- The Paris Hilton Sex Tape
4- Japanese Spy Transcript
5- Transmission Two
6- In Another Life, When We Are Cats
7- Transmission Three

DOWNLOAD.

20080115

iLiKETRAiNS - Elegies To Lessons Learnt





















Tam da iLiKETRAiNS, 2005'te, ilk single'lari BEFORETHECURTAiNSCLOSE ile hayatımıza sokulur iken, varlıklarından habersiz olan ben, varlığımdan habersiz olan iLiKETRAiNS'in memleketi Leeds yolunda, trenleri birbirine karıştırmak ve yolumu kaybedip kendimi Manchester'da bulmak ile meşguldüm. Bahsi geçen tren yolunu, huzur ve mutluluk hariç bin bir türlü duyguyla, defalarca tecrübe etmiş olduğumdan, o zamanlar, grubun ismine ters düşecek bir biçimde söyleyebileceğim tek şey, "trenlerden nefret ediyorum" olabilirdi.

Anlatmış olduğum ruh halinin, Terra Nova'da müziğe döktükleri Kaptan Scott'un evden ırak ve yapayalnız ruh haliyle arasındaki benzerlikten midir bilinmez, gel zaman git zaman hem iLiKETRAiNS'i, hem de sözü edilen tren yolunu ve dahi trenleri sever oldum.

İşte bu iLiKETRAiNS, tam da zamanında, tam da mevsiminde, 2007'nin ekim ayında Elegies To Lessons Learnt adlı ilk albümünü piyasaya sürdü. Daha önceki şarkıları gibi, bu albümdeki şarkılar da, İngiltere tarihinden trajik olaylar üzerine yakılan ağıtları içeriyor. Kaldı ki bu sefer meraklı olanlarımız için, internet sahifelerinde bir zaman-çizelgesi hazırlayarak, hangi şarkının hangi hikaye için yakıldığını anlatmışlar.

Suikaste kurban giden İngiltere başbakanı Spencer Perceval anısına, Elegies To Lessons Learnt.


Sanatçı: iLiKETRAiNS
Albüm: Elegies To Lessons Learnt (Ekim/2007)

Şarkı Listesi:
1- We All Fall Down
2- Twenty Five Sins
3- The Deception
4- The Voice Of Reason
5- Death Of An Idealist
6- Remnants Of An Army
7- We Go Hunting
8- Come Over
9- Spencer Perceval
10- Epiphany
11- Death Is The End

DOWNLOAD.