Günümüzden bir on yıl evvel, müziğin farklı koylarında yüzmek isteyenler için durum feci şekilde farklıydı. Sürekli bunu söylüyorum biliyorum ama farklılığın eğlencesi öyle bir boyuttaydı ki, ansiklopedi yazsak yetmez. Bu eğlence bir imparatorluk ise eğer ve fanzinler, distro'lar, çekme kaset ve cd'ler bu imparatorluğun alamet-i farikaları ise, tahtta kısa boylu ve kıvırcık saçlı bir adam otururdu.
Güven Erkin Erkal, her seferinde farklı bir günde, istisnasız her seferinde farklı bir saatte ve düzenli olarak farklı bir kanalda karşımıza çıkar ve bize Sokak Lambaları'nın yeni albümünün çıktığı müjdesini verirdi. Manowar yeniden toplanmış derdi. Ya da ismini duymadığımız Çılgın Sütçüler grubundan Hasan'ın artık tek başına yoluna devam edeceğini bildirirdi. Dylan Dog'un yeni sayısını hangi kitapçıda, hangi fanzini hangi pasajda bulacağımızı söyler ve geceye noktayı koymadan evvel, gözlerimizin içine bakar, katot ışınlarıyla ruhumuza sirayet eder ve ruhumuzun kulağına "taviz verme, sert kal!" derdi. O günlerde sert kalmak büyük bir ehemmiyet taşıyordu, daima dimdik bir penise sahip olmak gibi bir duyguydu, erkekçeydi. Ve çocukçaydı. 90'ların sonu böyleydi çoğu kişi için.
Yeni binyılın başı benim için trajik ve kaotikti. Bir gün Güven Erkin Erkal'ın bahsettiği fanzinleri yapan adamlarla küçücük odalarda müzikal ereksiyon tartışmaları yaparken ertesi gün yalılarda Melih Kibar'la piyano başı sohbetleri gerçekleştirebiliyordum ki yaşanan şu durumu tanımlayacak bir saçmalık derecesi lügatımızda bulunmamaktadır. Piyano başı sohbetlerinden birinde Melih Kibar, kızının da zamanında çok metal dinlediğini ve ama artık klasik müzikten şaşmadığını söylemişti. Bay Kibar, kızının eblek müzikal takıntılarını ve kendini hapsetmesini büyük bir gururla söylemesine rağmen, benim sorduğum neden sorusuna "Büyüyünce anlarsın" gibi eblekçe bir cevap vermişti.
Eğer ben birinin müzikal iktidarsızlığından bahsedecek olsaydım muhtemelen bunu yaşlanıyor olmakla açıklardım. Lakin bu iktidarsızlığın baki olmaması, zaman zaman sertliğimizin Zümrüd-ü Anka gibi yeniden doğmasının da sebebi benzerlik taşırdı; yaşıyorduk. Sertlik veya yumuşaklık yoktu, bir sabit yoktu, bir tanım yoktu, yükselen ve alçalan bir döngü vardı sadece, denge vardı. Güven Erkin Erkal bunu anlamamıştı. Melih Kibar anlamamıştı.
Bu satırların yazarı sadece 9 saat önce bu durumu tam anlamıyla kavrayabilmişti.
Ben size müzik hakkında masallar anlatabilirim ya da yaşanmışlıklar. Sahiden de Shun yardımıyla ördüğüm bir masal ya da The Black Heart Procession eşliğinde yaşadığım bir anı vardır. Ama Pelican söz konusu olunca bunu yapamam, çünkü bu konuda kısa bir zaman önce duyduklarımın üzerine bir şey anlatamam. Ama bana Pelican ile ilgili duygularını bahşeden birine, Pelican'ın yeni ep'sinin sızdığı müjdesini verebilirim, o da bana fikrimi sorabilir, ben de Güven Erkin Erkal ya da Melih Kibar gibi olayı tamamen yanlış bir şekilde ele alıp sertlikten ya da canlılıktan bahsedebilirim, fikrimi ve görüşümü bu kadar basit, bu kadar sığ, bu kadar saçma bir şekilde tasnifleyebilirim.
Bu tip durumlarda tavan bize gökyüzüne açılan bir kapı sunar. Tavanın sıvasında kusursuz bir yıldız haritası vardır ve saçmalama yörüngesinden çıkıp uzay yürüyüşü yapmak için benzersiz bir durumdur bu. En nihayetinde yapılan uzay yürüyüşü sonucunda, bir müziğin dengesini canlılık ya da cansızlık ölçütüyle belirleyemeyeceği sonucuna ulaştığınız vakit topladığınız taş örnekleriyle dünyaya geri dönebilir ve küçük kediler tarafından sevinçle karşılanabilir, kedilere bir basın toplantısı düzenledikten sonra gelini öpebilirsiniz.
Bu satırların yazarı 9 saat önce bu yazıyı yazmaya karar verseydi şöyle derdi; Pelican neredeyse trash'e yakın canlı gitar riff'leriyle alıştığımız kimliğinin dışına çıkmış ve bu çok şaşırtıcı ve ben bunu beklemiyordum ve gerçekten şaşırdığımı vurgulamak isterim ve saire.
Bu satırların yazarı 9 saat sonra bu yazıyı yazmaya karar vermeden önce bu 3 şarkılık ep'nin, grup isminde ne yazıyor olursa olsun ve grubun kronolojik ereksiyon grafiği nasıl bir şekil seyrederse seyretsin, ziyadesiyle doyurucu olduğunu fark etmiş bulundu.
Bu satırların yazarı, bu 3 şarkılık ep'de bulunmakta olan Geometry Of Murder isimli Earth cover'ının ise hangi akla hizmet bulunduğunu, hangi akla hizmet neredeyse birebir çalındığını ise anlayamamıştır. Bunun için bir daha uzaya ve uzağa gitmeyi planlamamaktadır.
Tüm bunların yanında, bu satırların yazarı, bu aralar en fazla Pelican yazısı yazmak ve sert kalmak hakkında sorulara maruz kalmaktadır. Bu sefer maruz kalmak fiilini doğru yerde kullandığına ve bu yazıyla bu iki soruya da cevap verdiğine emindir.
Sanatçı: Pelican
Albüm: Ephemeral
Şarkı listesi:
1- Embedding The Moss
2- Ephemeral
3- Geometry Of Murder
DOWNLOAD.
20090521
Pelican - Ephemeral
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 mırıltı.:
hakkaten ama. ben güven erkin erkal abi'yi 11yaşımda radyo d de dinlemeye başlamıştım. o vakit yüksek ses bile yoktu. bir blue jean vardı onda da j.lo kapak oluyordu.
şimdi herşey var ama ben eğer senin gibi anlatamayacaksam dinlediklerim hakkında susmayı tercih ediyorum.
Post a Comment